Kahve olarak bildiğimiz aslında klorojenik asit, polifenoller, diterpenler, kafein ve kafein metabolitleri içeren bir karışımdır. Farklı kahvelerde farklı miktarda bu bileşenlerden bulunmaktadır. Bu bileşikler arasında kafeinin kısa dönemde (Akut) artmış yağ yakımı, kaslardan şeker kullanımı artışı yaptığı, uzun dönemde (Kronik) ise insülin direncini azaltabildiği gösterilmiştir.
Kahve kullanımı ve şeker metabolizması ilişkisi hep merak edilmiştir. Bilim kütüphanesinde bu konu ile ilgili birçok çalışma mevcuttur.
Çalışmalara her zaman eleştirel gözlerle bakmak gerekir ve şüpheci olunmalıdır.Kahve ve şeker metabolizması ile ilgili yapılan çalışmalarda genellikle hasta sayısı yüksek, takip süresi uzun çalışmalar, bu özellikler çalışmalardaki bilgiye güvenilirliği artırırken, katılımcıların kahve içme ve beslenme alışkanlıklarının çoğu zaman sadece bir anket ile değerlendirilmesi, çalışmalardaki bardak boyutlarındaki farklılıklar ve kahveyi demleme yöntemlerinin değişkenlik göstermesi ise çalışmaların güvenilirliğini azaltmaktadır. Hem insanlar üzerinde hem de laboratuvar çalışmalarında kahvenin şeker metabolizması üzerine etki mekanizması hala net bilinmemektedir. Çünkü kahve içerisindeki tüm bileşenlerin farklı yollardan şeker metabolizmasına etkileri olabilmektedir ve bir standardizasyon sağlamak kolay değildir. Fakat bilim kütüphanesindeki iyi sayıdaki çalışmaları özetler isek karşımıza şu çıkarımlar rahatlıkla çıkmaktadır.
- Günde 1-2 kupa kahve içilmesi kısa süreli hızlı olarak hafif derecede, normal sınırları aşmayacak şekilde kan şekerinde artışa neden olabilir.
- Diyabetten korunmak için ise uzun süreli (Çalışmalarda ortalama 4 yıl) ve yüksek miktarda (4 kupa) kahve tüketilmesine ihtiyaç vardır.
- Diyabeti olan hastalarda ise kahve tüketiminin kan şekeri üzerine fark yaratıcı bir etkisi gösterilmemiştir.